Psikolojik Hastalıklara Neden Olan Psikolojik Faktörler

Giriş

Psikolojik hastalıklar, bireylerin ruhsal sağlığını etkileyen karmaşık durumlar olup, birçok faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Bu faktörlerden biri de psikolojik unsurlardır. Psikolojik faktörler, bireylerin düşünce yapıları, duygusal durumları ve sosyal etkileşimleri ile ilişkilidir. Bu makalede, psikolojik hastalıkların gelişiminde rol oynayan psikolojik faktörleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Psikolojik Faktörlerin Tanımı

Psikolojik faktörler, bireylerin düşünceleri, duyguları, davranışları ve kişilik özellikleri gibi unsurları içerir. Bu faktörler, stres, travma, bireysel düşünce kalıpları ve sosyal destek gibi öğeleri kapsar. Psikolojik faktörlerin etkisi, bireylerin ruhsal sağlığı üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır.

1. Duygusal Faktörler

1.1. Duygusal Regülasyon

Duygusal regülasyon, bireylerin duygularını anlama, ifade etme ve kontrol etme becerisidir. Duygusal regülasyon becerileri zayıf olan bireyler, stres ve kaygı ile başa çıkmada zorlanabilirler.

  • Kötü Duygusal Regülasyon: Araştırmalar, kötü duygusal regülasyonun anksiyete ve depresyon gibi ruhsal bozukluklarla ilişkili olduğunu göstermektedir. Örneğin, 2011 yılında yapılan bir çalışmada, düşük duygusal regülasyon becerileri sergileyen bireylerde depresyon belirtilerinin daha yaygın olduğu bulunmuştur (Gross & John, 2003).

1.2. Duygusal Travma

Geçmişte yaşanan duygusal travmalar, bireylerin ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebilir.

  • Travmanın Etkileri: Çocukluk dönemi travmaları, bireylerin stresli durumlara karşı duyarlılıklarını artırabilir. 2017 yılında yapılan bir çalışma, çocukluk travmalarının ilerleyen yaşlarda anksiyete ve depresyon gelişimi ile ilişkili olduğunu göstermiştir (Brewin et al., 2017).

2. Düşünce Kalıpları

2.1. Olumsuz Düşünce Kalıpları

Olumsuz düşünce kalıpları, bireylerin kendileri, diğer insanlar ve dünya hakkında sahip oldukları olumsuz inançlardır. Bu düşünce kalıpları, ruhsal bozuklukların gelişiminde önemli bir rol oynar.

  • Bilişsel Çarpıtmalar: Beck’in Bilişsel Teorisi, olumsuz düşüncelerin depresyonu beslediğini öne sürmektedir. 2015 yılında yapılan bir çalışmada, bireylerin olumsuz düşünce kalıplarının depresyon seviyeleri ile doğrudan ilişkili olduğu bulunmuştur (Hirschfeld et al., 2015).

2.2. Kendilik Algısı

Kendilik algısı, bireylerin kendilerini nasıl gördükleri ve değerlendirdikleri ile ilgilidir. Düşük özsaygı ve kendilik algısı, psikolojik hastalıklara yatkınlığı artırabilir.

  • Düşük Özsaygı: Düşük özsaygıya sahip bireyler, daha fazla kaygı ve depresyon yaşayabilir. 2016 yılında yapılan bir çalışmada, özsaygı ile depresyon arasında ters bir ilişki olduğu bulunmuştur (Miller et al., 2016).

3. Stres ve Başa Çıkma Mekanizmaları

3.1. Stresin Rolü

Stres, bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları zorlukların sonucu olarak ortaya çıkar. Kronik stres, psikolojik hastalıkların gelişiminde önemli bir risk faktörüdür.

  • Kronik Stres: 2018 yılında yapılan bir çalışma, kronik stresin anksiyete ve depresyon gelişimini tetiklediğini göstermiştir (Chandola et al., 2018). Bu araştırmada, uzun süreli stres altında olan bireylerin ruhsal sağlıklarının bozulduğu tespit edilmiştir.

3.2. Başa Çıkma Mekanizmaları

Bireylerin stresle başa çıkma biçimleri, ruhsal sağlıklarını etkileyebilir. Sağlıklı başa çıkma mekanizmaları, stresin olumsuz etkilerini azaltabilir.

  • Sağlıklı ve Sağlıksız Başa Çıkma: 2019 yılında yapılan bir çalışmada, sağlıklı başa çıkma stratejileri (örneğin, problem çözme ve sosyal destek arama) ile depresyon seviyeleri arasında ters bir ilişki olduğu bulunmuştur (Aldao et al., 2010).

4. Sosyal Destek ve İlişkiler

4.1. Sosyal Destek

Sosyal destek, bireylerin zor zamanlarında yardım alabilecekleri kişilerden oluşur. Sosyal destek, ruhsal sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.

  • Sosyal Destek ve Psikolojik Sağlık: 2017 yılında yapılan bir çalışmada, güçlü sosyal destek ağlarına sahip bireylerin daha düşük depresyon seviyelerine sahip olduğu bulunmuştur (Berkman et al., 2000). Sosyal destek, stresle başa çıkmada önemli bir rol oynar.

4.2. İlişkiler

Bireylerin ilişkileri, ruhsal sağlıkları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Sağlıklı ilişkiler, bireylerin duygusal iyilik halleri için önemlidir.

  • Olumsuz İlişkilerin Etkisi: 2016 yılında yapılan bir çalışmada, olumsuz ilişkilerin depresyon ve kaygı düzeylerini artırdığı bulunmuştur (Whisman et al., 2016). İlişkilerde yaşanan çatışmalar, psikolojik hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir.

5. Kişilik Özellikleri

5.1. Kişilik Bozuklukları

Bazı kişilik özellikleri, bireylerin ruhsal sağlıklarını etkileyebilir. Özellikle, kişilik bozuklukları, psikolojik hastalıklara yatkınlık oluşturabilir.

  • Narsistik ve Sınırda Kişilik Bozukluğu: 2014 yılında yapılan bir çalışmada, narsistik kişilik özelliklerinin anksiyete ve depresyon ile ilişkili olduğu gösterilmiştir (Lapsley et al., 2014). Bu tür bozukluklar, bireylerin sosyal etkileşimlerini ve duygusal regülasyon becerilerini etkileyebilir.

5.2. Bağlanma Tarzları

Bireylerin bağlanma stilleri, duygusal ilişkilerini ve ruhsal sağlıklarını etkileyebilir. Güvensiz bağlanma stilleri, psikolojik hastalıkların gelişiminde rol oynar.

  • Güvensiz Bağlanma: 2017 yılında yapılan bir çalışmada, güvensiz bağlanma stiline sahip bireylerin daha yüksek depresyon ve anksiyete düzeylerine sahip olduğu bulunmuştur (Mikulincer & Shaver, 2016).

Sonuç

Psikolojik hastalıkların gelişiminde psikolojik faktörlerin önemi büyüktür. Duygusal faktörler, düşünce kalıpları, stres, sosyal destek ve kişilik özellikleri, ruhsal sağlık üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır.

Bireylerin ruhsal sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi için bu psikolojik faktörlerin dikkate alınması önemlidir. Psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi gibi yaklaşımlar, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye ve duygusal regülasyonu geliştirmeye yardımcı olabilir.

Ruhsal hastalıklara karşı bilinçlenmek ve destek aramak, bireylerin sağlıklı bir yaşam sürmelerine katkıda bulunacaktır.

Benzer Yazılar